7 Haziran 2012 Perşembe

Bilmem kaç yıl aradan sonra döndüm aranıza :)))




            Çok çok çokkkkk uzun zaman oldu .... 15 mart 2007 tarihinde yazmaya başlamışım bloguma...Bir tutku bilenler bilir vazgeçemiyor insan. Ara verdiğim zaman içerisinde özel, tüzel, genel :) hayatımda bir sürü, bir yığın değişiklik oldu. Zaman elde avuçta durmuyor; Bir kızım oldu mesela, 2,5 yaşında şimdi İpek böceğim:))) Oğlum bu sene ilkokuldan mezun oluyor. Artık 12 yaşında bir beyefendi. Annesinin ilk göz ağrısı...
               Değişmeyen şeylerde var elbet; hala deli gibi tutkunum mutfağıma. Zaten bilmiyorum ki ne işim var benim bu masa başlarında? Atacaklardı şöyle beni özel bir mutfağa bak nasıl mutlu çalışırdım. Şimdi boğuş dur faturalar,irsaliyeler,çekler:((( Sonra hala tutkunum; balkonda da olsa bitkilerime, aileme, gezmeye, keşfetmeye...Kızımı büyütmeye çalıştığım süreçte yazamadım, uzak kaldım ama bundan böyle ben en azından haftada bir kez mutfağımda yapabildiklerimi ve kıssadan hisse hayatımı sizlerle paylaşıyor olacağım... Ayrı ayrı bloglar yazmak beni yoruyor biraz 3'ü bir arada bundan böyle ....Mutfak,çocuklar, hayat:)

Ve il tarifim Sakallı Poğaça İle karşınızdayım...Serpil'in mutfağı iftiharla sunar SAKALLI POĞAÇA:

Malzemeler:
*2 adet yumurta akı, sarıları üstü için kullanabilirsiniz.
*40 gr. yaşmaya
*1 su bardağı sıcak süt
*1 su bardağı sıvı yağ
*1 çorba kaşığı dolusu toz şeker
* 2 tatlı kaşığı tuz
* 7-8 bardak un (bu kısımda biraz göz kararı el yetisi)

* içi için yumuşak peynir ve maydanoz.
Hazırlanışı :Unu bir kapta maya, toz şeker ve tuz ile karıştıralım. Sıvı yağ, yoğurt ve sıcak sütü ayrı bir kapta karıştıralım, karışım mutlaka ılık olmalı. Unlu karışıma sıvı karışımı döküp şöyle bir çatalla karıştıralım, yumurta aklarını ilave edelim. Elinize hiç yapışmayacak bir hamur elde edelim. Un miktarı az gelirse azar azar un ekleyebilirsiniz. Hamurunuzun üzerini kapatıp havlu ya da büyük bir bezle sarın, kabarmaya bırakalım. Kabarınca hamuru kabın içinde iyice tekrar yoğurun, temiz tezgaha alalım. Birbirine eşit büyüklükte, mandalina kadar parçalar keselim. Her bir parçayı önce çok az yoğuralım, top şeklini verin. Topları olduğu şekilde tepsiye koyalım. Üzerlerine yumurta sarısı sürelim.180 derecede üzerleri kızarıncaya kadar pişirelim. Çıktıktan sonra biraz bıçakla aralayıp peynir sürelim sonrada ince kıyılmış maydonaza batıralım. İşte hazır afiyet bal şeker olsun :) 



                

17 Nisan 2009 Cuma

Elmalı Tart


Anlamadım gitti...Bir türlü elim klavyeye gitmiyor, tencerelerede...:((( Şöyle bir silkelenmem lazım. O kadar meşgulum ki. Bloguma ayıracak vakit bulamıyorum. Sürekli bir organizasyon halindeyim. Sürekli akşamdan yarını planlıyorum ve 24 saati yettiremiyorum. Bugün söz verdim kendime evden çıkmıyacağım diye. Şu ana kadar da öyle oldu. Telefonlarımı kapattım. Ohhhh Ptt ( pijama, terlik, televizyon) yaptım. İnanılmaz mutluyum saat 19:00 civarları ve evdeyim...:))) Ayyy ne mutluyum , ne güzel... Birde size, hazır evdeyken o şahane elmelı turtamdan yaptım..

Geçen hafta sonu istanbuldaydım. Önce Eyüp Sultan Hz. ziyaret ettik, ordanda Panoramik Fetih müzesini. Bununla ilgili detaylar www.serpilcaglayan.blogspot.com adresimde ziyaretçilere açık efendim...hehh hehhh
Geçelim mi turtaya?
Malzemeler:
tart hamuru için:
* 3 yumurta
* yarım paketten biraz fazla margarini erit ve soğut
* 1,5 bardak şeker
* kabartma tozu
üzeri için:
* 5 elma
* 2 çorba kaşığı şeker
* 1 tatlı kaşığı tarçın
( elmalı rendele malzemeleri kavur, soğut.)
Hazırlanışı
1. Tüm malzemeyi karıştır ve yumuşak bir şekilde yoğur.
2. hamurun 4/1'i ayır ve rendele.
3. hamuru tepsiye yay, kavurduğun üst malzemeyi üzerine iyice yay.
4. rendeleriğin hamuru üzerine yay ve 200C derede pişir.

22 Şubat 2009 Pazar

Sütlaç

Maalesef laktoz alerjim yüzünden süt ürünlerini kullanamıyorum. Ama eğer laktazsız sütle yapabileceğim birşey varsa bir zavallı süt canavarı olarak hemen yapıyorum. Bu kadar çok süt seven birinin içemmesi çok kötü.:((( Çok şükür bu yeni moda sütler bu konuda benim gibilerin imdadına yetişiyor. Sevgili Portakal Ağacı'nda gezerken canım sütlaç çekti. Evdede laktazsız sütüm vardı. Hemen Hatice'nin tarifini bire bir uyguladım. Çok güzel oldu. Tavsiye ediyorum, hafif ve leziz. Sevgilerimi yoluuyorum. www.serpilcaglayan.blogspot.com adresimede hepinizi ve o güzel yorumlarınızı bekliyorum..)))


malzemeler:
1 kg soğuk süt
1,5 çay bardağı pirinç
1 litre su
2 yemek kaşığı pirinç unu
2,5 su bardağı toz şeker
üzerine tarçın
hazırlanması:
1. 1,5 çay bardağı pirinci yıkayıp 1 litre su ile ateşe koyun. pirinçler uzayıp bıraktığı suyu çekene kadar pişirin.
2. soğuk sütü ekleyin. 1-2 defa karıştırıp, kaynamasını bekleyin.
3. bu arada bir kasede 2 yemek kaşığı pirinç ununu 1 su bardağı soğuk su ile ezin. tencerede kaynamakta olan sütten 1-2 kepçe alıp kaseye ekleyin. (pirinç unu ılınmış olmalı)
4. pirinç ununu tencereye ekleyin, arasıra karıştırarak 10 dakika kadar pişirin.
5. 2,5 su bardağı toz şekeri ilave edip karıştırın ve 1-2 taşım kaynatın.
6. sütlacı kaselere paylaştırın. soğuyunca üzerlerine tarçın serpin.

6 Şubat 2009 Cuma

Kabak Sandalları ve Yeni Yeniden Selam


Uzun bir dinlenme döneminden sonra merhabalar....Başta pek kendi isteğimle olmadı bloguma ara verişim. Pc arızalandı:(((( O tamir olduğundaysa ; ben pek havamda değildim.... Krizdi, savaştı, içim karardı inanın. Hele savaşın ilk günleri o masum bebekleri gördükçe üzüntüden mahvoldum. Zavallı Filistinliler açken ben tok uyuyamadım. Yemek çeşitlerimi kısıtlayabildiğim kadar kısıtladım. Blogumda yemek tarifi yayınlamak hiç içime sinmedi. Tabii yayınlayanları kesinlikle kınamıyorum, bu tamamen benimle alakalı bir durum.
Çok şükür şimdi biraz sular duruldu Gazze'de. Her ne kadar ülkemizde kriz bitmemiş olsada:((( Bende ancak bugün karar verdim... İteledim kendimi hadi artık diye pc'nin başına. İçimde blogumla ilgili müthiş bir enerji var. Biliyorsunuz www.serpilcaglayan.blogspot.com adresim var birde. Oraya da eklemek için çok güzel kısa hikayeler ve şiirler hazırladım bu dinlenme döneminde. Umarım tariflerime gösterdiğiniz ilgiyi yazı ve şiirlerimede gösterirsiniz.
Bu arada Efecik yarı yıl karnesini aldı. Çok şükür çok güzel hepsi 5:))) Daha önce yazmıştım. Efecik artık bir yüzücü o alandada işler son derece iyi gidiyor. Tabii ki bu benim fikrim değil, antrenörlerinin fikri... En son yapılan SBS'de sınıf 3. oldu:))) Çokkkkk şükürrr.... Benle ilgili herşey diğer blogumda beklerim...
Malzemeler
* 3 adet kabak
* 1 kutu garnitür
* 1 adet soğan
* 250 gr. kuşbaşı et
* Kaşar Rendesi
* sıvıyağ
Beşamel Sos İçin
* 1 su bardağı süt
* 2 yemek kaşığı un
* 2 yemek kaşığı tereyağı
Hazırlanışı
* Kabaklarımız soymadan ortadan ikiye bölelim ve içlerini oyalım. Kaynayan suda bir yumuşayana kadar haşlayalım.
* Kuşbaşı etimizi az bir sıvıyağla iyice pişirelim, soğanı ince ince doğrayıp içine atalım. İyice pişince garnitürü ve tuzunu ekleyelim ve ocaktan alalım. arzuya göre karabiber ve kekik eklenebilir.
* Oyup haşladığımız kabaklarmızı hazırladığımız içle dolduralım. Beşamel sosumuzu hazırlayıp üzerlerine birer kaşık koyalım.
* Fırın tepsisine yerleştirelim. tepsiye bir miktar sıcak su ekleyelim. 180 C derecede pişirelim. İndirmemize yakın kaşarları ekleyelim.

17 Ekim 2008 Cuma

Şevval İçin Yaptığımız Pastalar....


Bu iki pastayı arkadaşım Hülya'nı kızı Şevval için yaptık. Yaptım demiyorum çünkü pastayı hep beraber mıncık mıncık krema içinde yaptık. Çok şükür pastalar çok beğenildi... Tariflerini bugün veremeyeceğim, işallah en kısa zamanda veririm. Umarım beğenmisinizdir.
İyiki doğdun Şevval...:)))

14 Ekim 2008 Salı

Merve İçin Kelebek Pasta..İyi ki Doğdun Ablacım:))


Bugün küçük kızkardeşimin doğum günü... İyiki doğdun ablacım.. Senin yerin benim için ablandan birazcık daha özel biliyorsun. Seni gözümün önünden 1 dk. ayırmadan büyüttüm. Hatırlıyormusun seni kaybetmiştik birgün, sanki ölüyorum sanmıştım. Belki çocukluğundaki gibi kucağıma alıp sevemiyorum, belli edemiyorum ama seni çok seviyorum. İyi ki doğdun Mervecimm:)))
(bu arada makinem neden böyle buğulu çekiyor anlayamadım)
Bu pastayıda senin için yaptım öğlen alıp geleceğim sana, Ecemde gelecek...Belki sende birgün benim için yaparsın, tarif işte şöyle:
Malzemeler
* 1 adet hazır pandispanya
Arası için:
* 1 paket krem şanti
*1 su bardağı soğuk süt
* Damla çikolata
Ganaj için:
* 1 kutu sıvı krema
* 200 gr. bitter çikolata
Süslemek İçin:
* Renkli bonibonlar
Hazırlanışı:
1. Pandispanyanın arasına krem şantimizi sürelim. Bol miktarda damla çikolata serpip üst tabanı üzerine koyalım.
2. Pandispanyamızı tam ortadan ikiye ayırıp, yuvarlak kısımlarını ortaya getirelim. böylece kelebeğimizi elde etmiş olacağız.
3. Bir kaba kremayı ve çikolatayı koyalım. Altına su dolu birkap koyup ateşte kremamızı benmari usulü hazırlayalım. Hazır olunca b,ra ılıtıp pastamızın üzerine sürelim.
4. Pastamızı istediğimiz şekilde süsleyelim, buzdolabında 1-2 saat bekeltip servis edelim.

8 Ekim 2008 Çarşamba

Üzüntü ve Muzlu Kabuğu ... Ardından Kolay Pasta:((



Bu sabah omuzlarımda dayanılmaz bir ağrıyla uyandım. Sanki birkaç kişi omuzlarımın üstünden çivi çakıyorlar. Üstelik belki 6 aydan bu yana ilk defa akşam saat 22:00' de yattım ve anında uyuyup kalmışım. Sanırım bu fiziksel değişikliğin sebebi tamamen psikolojik kökenli. çünkü son günlerde epeyce moralim bozuk. Çok şükür sağlığımız, huzurumuz yerinde ailecek. Ancak birisi haksız yere öylesine moralimi bozdu ki... Gıybet ve kul hakkı diye kavramlar olmasaydı, sizlere içimi döker ohhhh bir güzel rahatlar. İçime atıp kendime dert ettiğim bu durumu belki bir nebzede olsa azaltırdım. Maalesef anlatamam....:(((

Ancak tarih bana birkez daha şunları göstermiş oldu:


BİRRRRRRRRRRR:Kimseye hakettiğinden fazla değer vermiyeceksin!!!!

İKİİİİİİİİİİİİİİİİİ:İçini sadece annene ve eşine dökeceksin!!!!

ÜÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇ: İnsanlara her zaman açık kapı bırakacaksın!!!!

DÖRTTTTTTTTT: Gerçek dostu bulduğunda yakasına yapışıp bırakmayaksın!Tabii bulabilirsen!!!

BEŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞŞ: Kendini önemseyip hiçbirşeyi kafana takmıyacaksın ki böyle hastalanmayasın...


Biliyorum belki yazdıklarım fazla acımasız oldu, ama canım çok acıyor... Biraz fevriyim belki son günlerde. Sizleri üzdüysem veya sıktıysam özürdilerimmm....:((((


Belki bu pasta beni neşelendirir diye dün yaptım ama neşelendirmedi.... Oğlum halime çok üzüldü yürüyüşe çıktık olmadı.... İşallah bir - iki güne düzelir evdekileride üzmekten kurtulurum...


Pastanın hiç bir tarifi yok aslında, bu moralle o kadar uzun uzadıya uğraşamadım... Hazır bir pandispanya, bir paket hazır puding, ortasına krem şanti... İşte sonuç ...
Sevgiyle ve gerçek dostlukla kalın:(((((

29 Eylül 2008 Pazartesi

RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN:)))

Yaşasın bayram geldi. Yarın sabah bayram. Efeciğin bayramlığını az önce hazırladık odasına. Nasıl mutlu oldu. Ama bizim mutluluklarımızdan daha az. Biz ne çok sevinirdik bayramlarda üç kızkardeş. Çünkü neredeyse bayramdan bayrama alınırdı eskiden bize elbiseler. Bazende canım anneciğim dikerdi. Nerde şimdiki gibi her yerde mağaza.:(( İç çamaşırlarımıza kadar yeni alınırdı. Şimdi çocuklara her an herşey alındığından olsa gerek. Belki bu onların değil bizim suçumuz ama biz çocukkken bu kadar tüketim yoktu. Olsun yinede oğlumun azda olsa sevindiğini görmek beni çok mutlu etti.
Efecik bugün yine kapanışı oruçla yaptı. Babamızda ona bu güzel sabrından dolayı şık bir restaurantta iftar yemeği verdi. İzmit'liler bilir; Antik Kapı'da yedik. Açık büfe envayi çeşit yemek. Tam Efeciğe göre yani. Kendini kaybetti yerken. Son iftarımızıda böyle yaptık. Rabbim tekrarını nasip etsin işallah.
Kayınvalidemler Merzifondalar. Yalnızlar...:((( Üzülüyorum gidemediğimiz için ama gitmemiz imkansız ... İmkanı olan herkes büyüklerinin yanına gitmeli bence. Kalbimiz onlarla.
Sabah kahvaltısında anneciğimde olacağız. Bayramı orada karşılayacağız. Bozuk paralarım, kız çocuklarına tokalarım, erkek çocuklarına mendillerim, yeğenlerime ve anneciğimle, babacığıma hediyelerim hazır. erkenden yatıp erkenden kalkmalı, hazırlanmalı, en güzel gülücüğümüzü alıp yollara koyulmalı, eller öpülmeli, tatlılar yenmeli:))))
Mutlaka mezarlık ziyaretleri yapılmalı... Ölümde var hiç unutmamalı, bayram bile olsa...
Dargınlar barışmalı, yoksullar sevindirilmeli, fitreler ve zekatlar unutulmamalı...
Harçlılar hazır edilmeli, şekerler, çikolatalar hazır tutulmalı...
Bayram geldi TÜRKİYEMmmmmmmm uyumamalı:)))))
İYİ BAYRAMLAR....

20 Eylül 2008 Cumartesi

KIŞLIKLAR:))))

Kış yaklaşırken her evde bu tür hazırlıklar yapılır bilirim. Küçükken hatırlıyorum birde buna salça hazırlıkları eklenirdi. Ama senelerdir salça yapmadık. Katkısız olanlardan almaya çalışıyoruz işte:((( Salça işi oldukça meşakkatli.




Efecikle ilgilendiğim vakitleden çalmamak için, bu uzun süren işleri hep onun okul sattine denk getimeye çalıştım. Yoksa beyefendi benimle hiç ilgilenmiyosun nidaları atarak geziyor evin koridorlarında. Ayy arkadaşlar merak ediyorum sizinkilerde böyle mi? Sürekli bir 'ilgilen benimle' durumumuz söz konusu. Mesela şu anda onun odasındayım bu yazıyı yazarken; o etüd yapıyor bende sorularına anında cevap için yanında hazırol vaziyette bekliyorum. Yeni takviye kitaplar aldık öğretmenimizin önerisi ile. Dün matematik çalıştırdım, bugün türkçe çalışıyoruz. Bugün ve dün tam 48 sayfa kitap okuttum. Malum işleri zor. Bu ayın sonunda sbs olacaklarmış. Çok çalışmaları lazım çokkkk:(((




Ramazan dolayısıyla hemen her akşam dışardayız. Evde oluncada ben misafir alıyorum. Böyle olunca Efeciğin düzenini henüz tam olarak oturtamadım. Mümkün olduğu kadar erken dönmeye çalışıyorum eve ama:((((( İşallah bayram ertesi tam olacak herşey...


Tarhanada yaptık ancak resimlemeyi unutmuşum. Tarhana en sevdiğim çorbaların başında gelir. Size çok klasik gelebilir belki ama kahvaltıda dahi içmeye bayılım. Değişik tarhana versiyonlarım vardır. Sucuklu, kıymalı, sarımsaklı, bol naneli, limonlu, kıtır ekmekli vs. vs. İyi ki geçen hafta kurutmuş anneciğim tarhanayı dışarıda felaket yağmur var.




Yazı çok severim ama bu sen kışı fena özledim. Sanırım çok gezmekten oldu. Evimle haşır neşir olmayı ve vakit geçirmeyi çok seviyorum. Ama yazın evde doğru düzgün yemek bile pişirmedim. Sanırım bu yüzden olsa gerek kışı özledim.




Ben bayram ertesi kursa başlıyorum. Attile gittimde bir turistle sohbet edebilecek düzeyde ingilizcem var çok şükür. Hatta bu yaz Assos'da ingiliz bir hanımla sohbet ettik, Efe çok içerlendi. Tabii bu durum beni mutlu etti. Çünkü kurduğu cümleden anladığım kadarı ile dil öğenmek hoşuna gidecek. :))) İşallah. Artık bir dil bile yetmiyor iyi bir işe yerleşmek için. Hmm çok uzun olsu cümlem:S Ben Arapça dil kursuna gideceğim işallah. Belki ilerde umreye veya hacıya gidersek ( ki işallah gideriz rabbimin izni ile) orada işime yarayacığını düşünüyorum.Tabii birde okuduğum kuran-ı kerimi anlama boyutu var işin. İşallah anlayabilcek kadar öğrenirim. Çok zor olduğunu söylüyorlar ama:(((Belki ilerde çince kursuna falanda giderim:))) Neyse canım şimdi şu arapçayı halledelimde...:(((




Kurs haftada 3 gün. Hafta içi Efe okuldayken 2 günüm boş kalıyor onuda değişik bir kursla değerlendirmeyi düşünüyorum. Aklıma ilk gelen yağlıboya tablo kursu oluyor ama... Bakalım işallah. Aslında osmanlı yemekleri kursunu düşünmüştüma ama şimdilik vazgeçtim.




Hafta sonları Efecik yüzme kursana gidecek. Hafta içi birgünde drama kursuna göndermeyi düşündük ama çok yükleneceğimizi düşünerek şimdilik rafa kaldırdık. İşallah yaz okuluna göndeririz.




İşte kış için hazırladıklarım. Benim hazırlıklarımı gören sevgili eşim her defasında 'aşkım hayırdır bu sene kıtlık mı olcakmış?' diye benimle dalga geçti. Çünkü bu gördüklerinizden onlarca kavonoz hazırladım. Bilmiyor ki daha eksikler var hazırlıklarda. Mesela taze fasulye, barbunya henüz koyamadım buzluğa. Sonra lahana turşusuda yapamadım. Bu hafta halledeceğim işallah. Sanki 3 kişi değil 13 kişilik oldular. Yenir canım yenir yenir:S


kornişon turşusu ve biberiyeli kornişon turşusu



Sağ baştan say uyguladım!!!

Domates suyu, menemenlikler, patlıcanlı sos



közlenmiş sirkeli kırmızı biber


enfes bir sos, sirkeli biber sosu. Kızartma gibi oluyor aynen. Tarifi en altta.



Buzluk için kölzenmiş patlıcan



Yine buzluğa soslu karışık kızartma



kompostoluk vişne


kızlcık



erik


Sirkeli Biber

Malzemeler

2 kg. ince doğranmış yeşil biber

2 kg. rendelenmiş domates

1 kafa sarımsak

1 çay bardağı sirke

2 çay bardağı sıvıyağ

kaya tuzu


Hazırlanışı

Yağı ve bibeleri ayrı tencerede, domatesi sarımsakları ayrı tencerede kaynatalım. Biberler pişince içine sirkeyi katıp 5 dakika daha kaynatalım. İndirip ikisini karıştıralım. Tuzunuda katalım. Kavozalayıp soğuyunca dolapta saklayalım.












19 Eylül 2008 Cuma

Büzgülü Gül Tatlısı ve Efecik Ata Bindi...


Dün akşam iftar yemeğinde dışarıdaydık. İftar sonrası etkinliklere kaldık. Çok keyifli eğlenceler vardı. Musiki, halk oyunları vs. Dönerkende Efeciği ata bindirdik. Aman allahım ne kadar çok korktu ama alıştı birkaç tur sonra. Atlar ne kadar güzel yaratıklar...

Gittiğimiz alışveriş merkezinde mağazaları gezik. Efeciğe alışveriş yaptık. İnanılmaz bir kalabalık vardı bu yüzden pekde uzun süreli dolaşmadık. Döndük.

Annemin isafirleri için hazırladı gül tatlısını. Çok lezzetli oldu. Baklava tadında diyebilirim. Ben tarifi Ab-ı Hayattan aldım. Sevgili Bengisu'ya çok teşekkür ederim. Gerçekten dediği gibi ramazana damgasını vuracak bir tatlı. Geçen ramazana bizim evde incirli tatlı damgasını vurmuştu. Tarife geçmeden önce şunu söylemeliyim. BEngisu sağolsun tarifi en ince ayrıntısınına kadar resimlemiş. Lütfen Tıklayın.


Malzemeler:
*2 yumurta
*1 su bardağı süt (ya da yoğurt)
*Yarım su bardağı sıvıyağ
*Yarım paket kabartma tozu
*1 yemek kaşığı sirke
*Yarım çay kaşığı tuz
*Aldığı kadar un
***Açmak için; nişasta
***Üzerine dökmek için;250gr tereyağı (ben 150 gr kullandım)
***İçine; iri dövülmüş ceviz
Şerbeti:
*5 su bardağı su
*4 su bardağı şeker
*1 tatlı kaşığı limon suyu
***Şerbeti hazırlayıp soğutun.

Hazırlanışı
*Yumurta, yoğurt, sıvıyağ, sirke, tuz, un, kabartma tozunu karıştırıp hamur yoğurun ve 10 dakika kadar dinlendirin.
*Hamuru eşit 30 bezeye ayırın. Bezelerin üzerine biraz nişasta serpin ki kurumasınlar.
*Her bir bezeyi nişasta serperek servis tabağı büyüklüğünde açın.
*Açtığınız hamurun üzerine bolca ceviz serpin.
*Açtığınız hamurun önce üst kısmını işaret parmağınızla ortaya kadar ittirerek toplayın.
*Alt kısmını da aynı şekilde toplayın.
*Daha sonra karşılıklı yan kenarları da ortaya doğru toplayarak papatya şekli elde edin.

*Ortaya çıkan papatya şeklinin bir kenarını geri toplayın diğer kenarları da topladığınız parçanın üzerine toplayın. (dörtkenarı da üst üste kapatın, cevizler gözükmesin)
İşlem bitince elinizle yağlanmış tepsiye ters çevirerek dizin.( En son katladığınız bölüm alt kısma gelecek)
*Tüm bezeleri bu şekilde hazırladıktan sonra kabarmaması için kürdanı birkaç yerine batırın.
*Eritilmiş tereyağından 1–1,5 yemek kaşığı kadar her tatlının üzerine gezdirin.
*200 derece fırında üzerleri kızarana kadar pişir.
*Pişince sıcak tatlının üzerine soğuk şerbeti gezdirin.

16 Eylül 2008 Salı

Değişik bir İftar....

Cuma akşamı Efeciğin sınıf arkadaşı Eren Taha'nın annesi Hülyacığımla beraber değişik bir tecrübe olsun diyerek kalktık belediyenin kurduğu ramazan çadırına gittik. İyikide gittik muazzam güzel bir ortam. Yüzlerce kişi ile aynı anda oruç açmak çok zevkliydi. Yemekleride gayet güzeldi. Antik Kapı hazırlıyormuş. Menü resmide üstte gördüğünüz gibi; Ezogelin çorba, orman kebabı, pilav, dondurma, pide ve su... Allah razı olsun. Çünkü buraları gerçekten ihtiyaç amaçlı kullanan çok insan var. Aşağıdada sizler için ortamı resimledim... Yolda kalanlar, işten henüz çıkanlar, öğrenciler, yoksullar ve birde bizim gibi ortam için gidenler çoktu...

İşte yemek kuyruğu...
Bence gidin ve görün.
Dün çok kötü birşey öğrendim... Oturduğumuz muhitteki bir okulda 2.sınıf öğrencilerine şiddet uygulanıyormuş. İnanılmaz üzüldüm. Çünkü o sınıfta bir arkadaşımın oğlu var. 1. sınıf öğretmenleri emekli olunca yerine yeni bir öğretmen atamış milli eğitim. Ancak öğretmen hanım bu sınıfı istememiş illede oluncada şimdi öğrencilere çok kötü sözler ve hareketlerde bulunuyormuş. Milli eğitime şikayet falan etmişler ama işallah olumlu sonuçlanır. Küçücük beyinler bu travmayı bir ömür yaşacaklar. Her sabah hepsi ağlayarak okula gidiyorlarmış. Çok üzüldüm çok. Allah kolaylık versin işallah. Bugünlük bu kadar... Sevgiler...

10 Eylül 2008 Çarşamba

Ispanaklı Pasta

Malum ramazan günleri artık çok uzun; bilemedik o kısa günlerin kıymetini. Allahtan bu sene hava birazda olsun serin. Vallahi seneyi ve ondan sonrakini düşünemiyorum bile...:(( Tabiii dünya o günleri görürse:(( Neden mi böyle dedim. Şu büyük deneyden haberi olmayan yoktur herhalde. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı!!! Türk bilim adamlarının sadece gözlemci olarak katıldığı büyük bir proje. Tabii medya herzaman sansasyonu sever, fısıltı gazetesi durmaz ama ister istemez söylentiler insanın canını sıkıyor. Bu çarpışmanın dünyanın sonuna neden olabileceği söyleniyor. Anladığım kadarı ile deney yaklaşık 4 yıl sürecek, yani 2012... Maya takvimini bilenleriniz vardır. Maya takvimide 2012'de son buluyor. Astrologlara göre bu durum ya dünyanın sonu yada çok büyük değişimcilerin habercisi.
Dün gece sahura kalktığımızda bir programda yine bu deneyden bahsediordu. Yaklaşık 12 senedir devam eden çalışma sürecinde aslında biz bilmeden bu deney hayatımızda bir çok gelişmeye neden olmuş. Mesela MR... Ve deney olumlu sonuçlanır ve kara deliklerin sırrı çözülürse zamanda yolculuk da dahil olmak üzere tahmin edemeyeceğimiz kadar gelişme olacakmış... İşallah deney güzelliklere gebedir. Ve dünya ne mayalıların ne de mayaların dediği gibi 2012'de yok olmaz değil mi? Daha yapılacak çokkkk yemek var...:)))
Sizler için hafif bir pasta yaptım. Ramazan bence artık şerbetli tatlıları kaldırmayacak, nede olsa günler git gide uzayacak ve sıcak olacak. İşte size ıspanaklı pasta tarifi... Hayırlı iftarlar...

Malzemeler
Keki için;
* 3 yumurta
* 1,5 bardak şeker
* yarım su bardağı yağ
* yarım su bardağı ıspanak püresi
* kabartma tozu, vanilya
* 2 su bardağı un
Arası için;
* 1 paket krem şanti
Üzeri için;
* 500 kg. süt
* 75 gr. sanayağı
* 1,5 fincan un
* 1 paket vanilya
* 1 su bardağı şeker
Hazırlanışı
* Öncelikle krem şantiyi hazırlayıp buzdolabına koyalım.
* Kekimizi hazırlayıp küçük boy bir tepsiye koyalım ve 150 C'de pişirelim.
* Muhallebi için, önce yağ ve unu kavuralım. Sütü ve şekeri ekleyelim vanilyayı ilave edelim ve piştikten sonra 20-25 dakika mikserle çırpalım.
* Kekimiz piştikten sonra ortadan ikiye bölelim. İçinden bir miktar alalım ve elimizle iyice ezelim.
* Arasına krem şantiyi sürelim.Üzeri için hazırladığımız kremayı dökelim. İyice düzelterek sürelim. Süslemek için elimizle ufaladığımız kek kırıntılarını üzerine dökelim.
* Buzdolabında 1 saat bekletip servis edelim.

5 Eylül 2008 Cuma

Patlıcan Paçası ve Hoşgeldin Ramazan...

Bu aralar çok ara veriyorum, kimseye yorum bırakamıyorum. Ramazanın etkisi büyük elbette...:(( Benim için çok şahane geçemiyor maalesef ramazan. Midem çok kötü ama buna rağmen tutmaya çalışıyorum işallah. Ama bu ramazan şahane birşey oldu, Efecik ilk orucunu başarı ile tuttu ve bize rüştünü ispatladı:)) Bizde ona armağan olarak bir çanta aldık. Kendisinin istediği bir çanta bu. Aslında çantası çok yeniydi ama bu eşsiz durum bir hediyeyi haketmişti ve bizde istediği birşey olsun istedik:)) Hakan çantanın ergonomik SpiderMan'li çantası. Işıkları var. Ayyy nasıl mutlu oldu. Sanki dünyaları verdik. Hemen girdi odası temizledi, düzenledi. Çantasını hazırladı. Beraberce formalarını hazırladık. İşallah hep bu şevkle devam eder. Bu arada merak edenler vardır belki. Her istediğini almıyoruz . Ve sevginin maddi bir karşılığı olmadığını sık sık ona hatırlatıyoruz. Ancak günümüzde herşey bizim çocukluğumuzdan çok farklı. Maalesef çocuklar birbirlerine karşı çok maddeci. :((
Gelelim Efeciğin orucuna. Bana bütün gün siparişler verdi durdu. Her istediğini yaptım. Hep beraber gittik sıcacık pideleri aldık. Ama sadece çorba içti, yarım saat sonra 3 tane tulumba yedi ve uyudu... Hemde hemen ... Daha çok küçük bebeğim. Annesinin kuzusu.:))
Bu ramazan, eğer kararımda bir değişiklik olmazsa dün gördüğüm bir tablo yüzünden, sofra resimlerimi yayınlamayacağım. Rabbim bu mübarek günlerde kimseyi aç, açıkta bırakmasın işallah! Elinizin uzanacağı her yere uzanın lütfen!!!
Geçelim patlıcan paçasına, bir blog denemesi ancak hangisi olduğunu unuttum:(( Afiyet olsun...
Malzemeler
* 3 adet patlıcan
* 4 adet domates
* 4 diş sarımsak
* 1 tatlı kaşığı şeker
* yarım çay bardağı sirke
* 2 yemek kaşığı un ve 1 limon suyu
* tuz ve zeytinyağı
Hazırlanışı
***Önce patlıcanları sapları kalacak şekilde tamamen soyun. Un ve limon suyunu karıştırın biraz sulandırın ve bu suda patlıcanları en az 20 dakika bekletin. Sularını sıkıp tencereye alın. Üzerlerine küp doğradığınız domatesleri, yağı tuzu ve sarımsakları ekleyin ve 30 dk. kısık ateşte pişirin. İndirmenize 10 dakika kala sirkeyi ekleyin. Soğuyunca maydonazla süsleyip servis yapın.

29 Ağustos 2008 Cuma

Gezdik Gezdik... Tatil Bitti:))

Merzifon'un meşhur Kıymalı Pidesi...
Amasya'nın Toyga Çorbası...

Ve Keşkek...

Bu yıl çok uzun ve güzel bir tatil yaptık çok şükür. Darısı tüm isteyen dostaların başına . Kerpe'den sonra Amasya Mezifon'a doğru yola çıktık. Geze geze ... Çerkeş' e uğradık eşim asker arkadaşını gördü. Merzifonda aile ziyaretlerini bitirince buram buram kültür kokan Amasya'ya gittik. Büyülü bir şehir. Şehzadelerin büyüdüğü ve yetiştirildiği, Ferhat'ın Şirin için dağları deldiği enfes bir şehir. Dağların oyularak yapıldığı Kral Mezarlıkları insanı etkiliyor. O tarihteki olmayan teknoloji ile nasıl yapılmış çok ama çok enteresan. İnsan üstü çaba harcanmış olmalı. Dönerken Ankara ve Çorum gezdik. Ankara'da bize ev haipliği yapan Hakan ve eşine çok teşekkürler. Sizler için yedik,içtik,gezdik ve resimledik. Buyrun gezelim...











13 Ağustos 2008 Çarşamba

Kerpe Sahillerinde Küçük Bir Hanımefendi...


Siz daha önce hiç bu kadar güzel yaratılmış bir bebek gördünüzmü?
Duymuşsunuzdur karadeniz kıyılarının İstanbula yakın Kerpe sahilini. dün oraya gittik yüzmeye . Örenin suyundan sonra havuz suyu gibi sıcak geldi. Çocuklar her zamanki gibi çok eğlendiler. Hele Eçoşumuzu görmeliydiniz, bir bebek suyu bu kadar mı sever? Gidene kadar çıkmadı sudan diyebilirim. Yaz münasebetiyle pek değişik tarif yayınlayamıyorum çünkü sıcaklardan evde kimsenin iştahı yok. Açıkcası yeni denemeler için ramazanı iple çekiyorum. İşallah çok güzel tariflerle en kısa zamanda görüşmek üzere. Sevgiyle kalın...
NOT: Eçosuma maşallah denemeyi unutmazsanız sevinirim.

7 Ağustos 2008 Perşembe

Maklube, Devekuşları vs. vs.....

Uzun zamandır maklube yapmayı düşünüp duruyordum, nihayet geçen hafta yaptım. Ancak kesinlikle misafir olması lazım; bizim gibi 2,5 kişilik bir aile tek başımıza öğütemeyiz diyerek kardeşimi çağırdım. Methedildiği kadar güzel bir türk yemeği (yada ben öyle biliyorum) İşallah tarifini vereceğim aşağıda ancak bu hafta neler yaptığımın kısa bir özetini geçmek istiyorum...: Yaz münasebetiyle bol bol geziyorum. Okullar açılıp oğluşumun dersleri başlayınca nasıl olsa gezemeyeceğim. Şimdiden kurtlarımı döküyorum işte. Kızkardeşimin bir arkadaşına gittik bu hafta içinde çokkk güzel manzarası var evinin. Körfezimiz tüm ihtişamıyla kanatlarımızın altındaydı. Kıyı görünen yer haritadaki tam körfezin bitim noktası. İzmitliler bilir Bağçeşmeyi bu resmi oradan çektim. Hafize'ye misafirperverliğinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.


Geçen hafta sonu Adapazarına yeni açılan Ada Center alışveriş merkezine gittik alışveriş için. Gezdik gezdik karnımız açıktı ortak bir karar alarak meşhur Kazımpaşa köftesinden yemek için yola koyulduk. Fakat bir türlü aradığımız gibi , şöyle açıkhavada çocukların rahat edeceği bir yer bulamadık Kazımpaşa'da ... İşallah bir yer buluruz umuduyla ilerlerken, Zirve et adında son derece hoş ve nezih bir yer bulduk. Üstelik çocukların inanılmaz ilgisini çeken ikide sevimli devekuşu vardı burada. Sonra kuzu çevirme, kendin topla bahçesi, manda yoğurdu, çok güzel bir yerdi. Bu yüzden hepinize tavsiye ediyorum. Yolunuz düşerse akmeşeden 5 km. sonra zirve et mangal... Eğer devekuşu yumurtası yemek isterseniz 10 kişilik bir grup olarak gitmeniz lazım. Çünkü Sultanın yumurtası aynı anda tam 10 kişiyi doyurabiliryorumuş. Üsteki devekuşuda Süleyman. Çok şekerler elinizden yemek yiyebiliyorlar. Sultan 2 günde bir yumurtluyormuş. Ve yumurtladığı hergün çok sancı çekiyormuş.Yumurtası için sırada bekleyen 17 kişi varmış ama kabuğu için. Çünkü evinize koyduğunuzda asla örümcek ağı olmazmış diyerek altta resme geçelim.



Bir önceki haftada oğluma ve sınıf arkadaşı Eren'e vapur turu yaptırdım. Vapurla Değirmendereye gittik. Rüzgar vardı üçümüzde biraz korktuk açıkcası. Değirmendere fındığını bilmeyen yoktur herhalde gidince yenmezmi yedik elbette. Şimdi maklubenin tarifine geçelim....:

Malzemeler ( 8 kişilik)
1 kg. pirinç
1kg. kavurmalık et
3 adet patlıcan
3 adet patates
3 adet kabak
2 soğan
sıvıyağ
tuz, karabiber
Arzu edilen yeşil salata malzemeleri ve bolca yoğurt
Hazırlanışı: Önce etimizi ocağa koyalım ve iyice pişmiş bir kavurma elde edelim. Patates, patlıcan ve kabağımızı küp küp doğrayalım ve sıvıyağda kızartalım. Önceden pirincimizi tuzlu suda ıslatıp en az yarım saat bekletelim. Oldukça derin bir tencere tercih edelim. Tencerenin en altına halka halka soğanları doğrayalım ve dizelim.( yemeğin dibinin tutmaması için) Üzerine kavurmamızı koyalım, onun üstüne kızartığımız sebzeleri ve en üstede sıvıyağ, tuz ve karabiberle karıştırdığımız pirincimizi koyalım. Suyu malzemelerin üzerine 2 parmak çıkıncaya kadar koyalım. Kısık ateşte pirinçler iyice pişinceye kadar pişirelim. Piştikten sonra büyük bir tepsinin tam ortasına ters çevirelim. kenarlarını aynı resimdeki gibi dilediğiniz yeşil salata ve yoğurtla süsleyelim. sıcak olarak servis edelim. Afiyet olsun...

28 Temmuz 2008 Pazartesi

Kalbim Egede Kaldı...

Güzel, harika, muazzam, şahane, sevimli, sıcak, tatlı, yorucu, fazla tok, çok uykulu, ara ara baygın, kimi zaman yaygın, fazla bronz, ohhh tv yok, eğlence çokkk, herkes ne sıcak, acaba hep burada mı kalsak, amannn ne yer ne içeriz? Biz en iyisi İzmit'e dönelim, bekle Ören biz seneye yine gelelim...
Bu yılki tatilimizi kısaca özetlemeye çalıştım umarım açıklayıcı olmuştur. Şahane bir tatil geçirdik. Şiddeti en maksimum düzeyde tüm sevdiklerime tavsiye ediyorum. Lise yıllarında da buralara gitmiştim ancak bu kadar çok tadını alamamıştım. Bu sefer öyle olmadı harikaydı. Canım, biricik eşime 1400 km. yok katederek bize yaptırdığı bu güzel tatilden dolayı buradan teşekkür etmek istiyorum. Ayvalıktan başlayark tüm Edremit Körfezini ve Çanakkaleyi gezdik. En son olarak Ocaklar Erdek'te bir gece kaldık. Ve tam yol ileri diyerek evimize geldik.
Burası Örenin plajı, akşam gün batımı yaklaşırken. Çok yerden günbatımı izledim ancak bu kadar güzelini hiç izlememiştim. Gerçekten şahaneydi. Altta resmini sizinle paylaştım.

Bol zeytin ağaçaları yol baoyunca sağlı sollu olarak karşınıza çıkıyor. Eğer yolunuz düşerse mutlaka buraların zeytinyağını ve zeytin reçelini deneyin derim. Ben zeytinyağımı aldım. Bir kış yeter bana. Ama zeytinler yağlık bilginiz olsun. Yani etsiz çekirdeği çok büyük. Eğer zeytin alacaksanız Gemliği tercih edin. Biz öyle yaptık.

İşte muazzam gün batımı.... Karşı kıyıda Akçay, Altınoluk ve Küçükkuyu var. Küçükkuyuya yolunuz düşerse Alp Balıkçılıkta balık yemenizi tavsiye ederim. Hemen sahilde çok şirin bir yer. Alışverişse amacımız Akçay akşamları bunun için ideal. Upuzun kordonda sağlı sollu dükkanlar var.
Resmi çektiğim yer Pelitköy, karşı kıyı Ören...

Ayvalık sarımsaklı plajı. Sarımsaklı 60 km. Boyunda kumsalı ve ince kumu ile mavi bayrak plajı almaya hak kazanmış. Burayı sevenler bana kızmasın ama benim gezdiğim yerler içinde en az beğendiğim burası oldu. Çünkü hiç yeşillik yok. Ben yeşili ve maviyi bir arada seviyorum. Sanıyorum bu yüzden ısınamadım buraya. Sadece denizini tavsiye ediyorum. Eğer kalacaksanız bol bol sinek savar koyun bavullara.

Müthiş Şeytan Sofrası....Böyle manzaralar ender bulunur... Sakın birşey yiyip içmeyin. Manzarayı seyredin ve kaçın... Çok pahalı.

Gömeç: Atatürk Kayalıkları. Umarım görüyorsunuzdur. Şahane başka ne denebilir ki..

İşte Assos'dayız.Hem tarihi, hemde denizi ile çok güzel bir yer. İniş yolunda sizi oldukça yaşlı yörük teyzeler karşılıyor ve ellerindekileri satmak için neredeyse yalvarıyorlar. O an o kadar kötü oldum ki anlatamam. Çok etkilendim. Hem Assos'tan hemde bu teyzelerden. Assos'da çok şık butik oteller var. Tamamı taş evler şeklinde. Tavsiye ediyorum. Hmm mutlaka midye dolmasını ve özel dondurmasınıda tadın derim.

Oooooo Truva, ilkokul beşinci sınıfta gelmiş ve tarih sever biri olarak yne aynı şekilde etkilenmiştim. Kazıldıkça altından başka güzellikler çıkan dünya mirasını, yolunuz düşerse ziyaret edin derim... Dikkatli bakarsanız camdan bakan Efeciği ve beni görebilirsiniz. Çanakkale Ezineden'de meşhur Ezine peynirimiz aldık.
Çanakkalede yolu üzerinde kendin topla bahçeleri vardı. Çok hoşumuza gitti. Ama biz Erdekten dönerken Karacabey yolu üzerinde beyaz kavun almak için durduğumuz yerde rica ettik bu olayı orada gerçekleştirdik.Soğan ve sarımsakları tezgahtan, kavunlarımızı tarladan aldık. Efecikten size beyaz kavun geliyor.
Umarım hepiniz tatilinizden bizim kadar keyif almışsınızdır. Bir otele gidip ye, iç, yatdan çok daha güzeldi. Hepsinin yeri ayrı tabii... Ama böyleside süperdi, bol vaktiniz varsa kendinizi bırakın özgürlüğün kollarına...İYİ TATİLLLER...